in Satranç Hikayeleri

Feridun Öney Anılar – 12 – İlhan Onat

Feridun Öney Anılar – 12 – İlhan Onat

’70’li yılların ortasına gelindiğinde artık ben de kendimden söz ettirmeye başlamıştım. Süer satranç dergisine “Öney’lerin en küçüğü ama en acarı” başlığıyla kapak olmuştum. Rahmetli İlhan ONAT beni her yaz İzmir’e davet ederdi. Zannederim dört sene kadar aralıksız olarak İzmir’de Onat’ın misafiri olmuştum.. 30 Ağustos kapısının (fuar) karşısında güzel bir dairesi vardı ve orada devamlı satranç oynardık. Önceleri beni yener ve kızdırırdı ama sonra ben hırs yapınca skoru eşitleyip öne bile geçerdim. Çok çeşitli satranç kitapları vardı yani satranç kütüphanesi zengindi. Genelde kendisi beyazlarla d4 oynardı ve sağlamcı bir oyun karakteri vardı. Siyahlarla da d4’e d5 ; e4’e c6 oynar ve

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar – 11

Anılar – 11

Şu bir gerçek ki bizim zamanımızda satranç oynamak gerçekten de çok zordu. Düşünsenize kitap yok, çalıştırıcı yok, yurt içinde sizi zorlayacak oyuncu çok az, ülke dışında turnuvalar çok az ve de gidebilmek için para yok. Kala kala bizlere Balkaniyad , zonal , olimpiyatlara hak elde edersen katılabilme ancak o da maddiyat ile sınırlı. SSC Birliği henüz dağılmamış o satranç ekolü tüm katılığı ile kendini göstermekte Ruslar, Macarlar ve Slav ülkeleri çok kuvvetliler. Balkanlarda turnuvaya katıldığımızda bizleri gerçekten bir puan cepte olarak gören GM ler. Biz de takım halinde turnuvaya katıldığımızda (Balkaniyad) artık yavaş yavaş birbirimizi tanımıştık. Tabiki onlar kendi aralarında

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar – 10

Anılar – 10

1978 Portekiz dönüşü kazandığım konservatuvara bir buçuk ay sonra ilk kez uğramıştım. Müziği de babamın vasıtası ile sevmiş ve aynen satranç gibi küçük yaşlarımda tanışmıştım ancak o zamanlar sadece melodik çalabiliyordum kulaktan. Okula uğradığım ilk gün sınıf çok ilerlemişti derslerde bırakın nota okumayı eserleri sözleriyle seslendirebiliyorlardı. İlk dersim Hanımefendi hocam İnci Çayırlı ile idi. Sınıfta tüm öğrenciler eseri sözleriyle teker teker okuyorlardı sıra bana gelince hocadan affını isteyip henüz notayı dahi bilmediğimi söyledim. Satranç anısı ile ne ilgisi var diyenler biraz sabır göstersinler lütfen. Aynı satranç gibi bilinmez bir meçhule adım atmıştım. Benim de okuyabilmem, arkadaşlarım gibi olabilmem ve o

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar – 9

Anılar – 9

Sene 1980. Malta’da olimpiyat var. Ancak 12 Eylül olmuş bütün dernekler kapatılmış vs. vs. ve de işin en kötü tarafı gidecek ne para var ne de yurt dışı izni… Tepebaşında bir kahvede buluşup bu konuları dertleşirken Ulvi Kemal Taşel (bizim Çetin Sel’in abisi)” Feri koş” diye bana seslendi biraz uzaklardan. Yanına gittiğimde Sudi kralının torunu Muhammed bin faysalın özel ders istediğini ve benim ev tel numaramı verdiğini evime gidip telefon beklememi söyledi. Tabiki o zamanlar cep telefonu falan yok. Ben de hemen eve gittim ve telefon beklemeye başladım. Sonradan Faysalın kendisinden öğrendiğim kadarıyla kendisi 22 yaşlarında Türkoloji okumuş ve av

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar – 8

Anılar – 8

Sene 1976 benim için önemli idi çünkü Türkiye Birincisi olmuştum yirmi yaşımda. Babaların katıldığı bir turnuvaydı. Anlatmak istediğim olay trajik komik. Ben birinci olduktan sonra Cumhuriyet gazetesinden söyleşiye çağırdılar beni. Soyadı İstanbulluoğlu olan bir muhabir benimle röportaj yaptı bir şeyler sordu konuştuk falan ertesi gün kocaman sayfa ayırmışlar başlık şöyleydi. “Şampiyon olacağımı rüyamda görmüştüm” İnanın böyle bir konuşma dahi geçmemişti aramızda. Neyse o yazının çıktığı ertesi gün hiç yapmadığım bireyi yaptım ve kendimi ödüllendirmek adına Büyük Adaya gittim. Amacım sadece değişiklik idi. Adada dolaştıktan sonra dönüş biletimi alıp vapur beklemeye başladım ancak hava yağmurlu olduğundan iskelenin karşısındaki kahveye sığındım. Bir

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar – 7 – 2

Anılar – 7 – 2

Sene 1978 Portekiz’de Zonal turnuva var. Zonal=Dünya birinciliği seçme bölgesel turnuvaları. Ben o sene konservatuvar sınavlarına girip neticeyi bilmeden Portekiz’e gitmiştim ve turnuva 1.5 ay sürmüştü. 22 kişi döner turnuva. Konservatuvarı kazandığımı dönünce öğrenmiş ve okuluma 45 gün geç başlamıştım… Evet, İstanbul Lizbon ve oradan da faro… Belki inanmayacaksınız ama beş uçak değiştirip gidebilmiştik Faro ya Turhan YILMAZ ile… Bizim zonda Yugoslavlar İtalyanlar… Ve şimdi tam olarak hatırlayamadığım çok kuvvetli oyuncular vardı. Balkaniyatlardan tüm yugoları tanıyordum. Luboyeviç, Knezeviç, Matuloviç ve iki gm daha vardı. Tabiki sadece bunlar Yugoslav. Evet, raykoviç ve velimiroviç. İdi unuttuğum Yugo GM lar… İlk turda bana

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar – 7 – 1

Anılar – 7 – 1

Takip eden sevgili dostlar şu an neler düşünüyorsunuz bilemem ama inanınki o zamanlarda satranç oynamak tabiki uluslararası arenada çok zordu. Düşünün ilk önce turnuvaya katılabilmeniz için para lazımdı. Önceleri Türk parasının satın alma gücü fena değildi ancak yıllar ilerledikçe turnuvalara katılımım da zora giriyordu. Henüz lise talebesiyim ve de satrançtan gençler birinciliklerinde para kazanma mevhumu yoktu kısaca maddi ödül söz konusu değildi.1974 senesinde Groningen’den evvel 1973 senesinde İngiltere’de Dünya gençlere katılmıştım. Babam Allah ömür versin ist-londra-ist uçak biletimi almış ve de cebime 20 pound gibi çok iyi parada vermişti. Yeme, içme ve cep harçlığını zaten turnuva karşılıyordu. Turnuvaya gitmeden önce

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar – 6

Anılar – 6

Evet, yıllar çok çabuk geçiyordu ama oyun sırasında zaman çok çabuk geçerdi. Başlangıçta 40 hamle için 2.5 saatin var bir o kadar da rakibin kısaca minyatür yemezsen en az beş saat masa başındasın. Bir de maçın uzarsa sabah devam ediyorsun. Bu oyuna âşıktım adeta. Onsuz bir hayat düşünemiyordum. Gerçi maçımı kaybettiğimde dünya başıma yıkılıyor ve gizli gizli ağlıyordum. Şuna inanın ki kitap olmaması en büyük eksiklikti. Galatasaray’daki Haşet kitabevinde satranç kitapları vardı tek tük ama çok pahalıydı… Yanına yaklaşamıyor uzaktan bakışıyorduk ancak tabiki şu an ismini vermeyeceğim bazı abilerimiz bu konuyu da çözmüşlerdi kitapevine gidip satranç kitaplarının fiyat etiketlerini ucuz

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar 4 – 5

Anılar 4 – 5

ngiltere’den döndükten sonra artık ben de özellikle Balkaniyadların vazgeçilmez elemanıydım. Artık milli olmaya başlamıştım. İnanın kaç balkan birinciliğinde oynadığımı bilmem zamanlar Balkan birincilikleri tabiki takım halinde altı masa üzerinden yapılırdı.6.masanın genç olması kuraldı. Yani 20 yaş altı. Ben de önceleri hep 6.masada oynardım. İlk balkaniyad maçım hiç unutmam Bulgarların o zamanlar altın çocuğu İnkioff ileydi. Oynadık oynadık ve sonra ajurne (ertesi güne ertelendi) oldu. O zamanlar maçlar 2.5 saat 40 hamle ve 1 saat 20 hamle oynanırdı bitmez ise ertesi sabaha ertelenirdi. Son konum ben beyazla at fazlayım ancak rakibin de aynı kanatta üç Er’i var, analiz ediyor. Bulgarlar ve

Read more

in Satranç Hikayeleri

Anılar- 3

Anılar- 3

Ayrıntılara girmem istendi… Evet, 1970’li yılları satranç adına da bilmek lazım diye düşünüyorum. Tepebaşında sakız apartmanı İstanbul satrancının kalbi sayılıyordu. Ondan önce gene tepebaşındaki kanuni esasi kahvesinde satranç oynanırmış. Ben o anlara yetişemedim. Daha sonra da Beyazıt semtindeki meşhur küllük ve Beyazıt Kıraathanesi satranç meraklılarının değişmez mekânlarıydı. Ben okuldan çıkınca önce Beyazıt sonrada İSD’ ye giderdim. Ama satranç tamamen amatörce kısaca kahve satrancı biçimindeydi. Mesela; ben “şah + piyon ve şah” oyun sonunda o piyonun nasıl vezir olamayacağını tamamen pratik yaparak, yenile yenile öğrenmiştim. Kısaca özellikle kahvelerdeki ustalar bir şey öğretmez sadece yenip kızdırırlardı. Dernekte oynanan açılışlar hep aynıydı. e4

Read more
En Çok İncelenenler
Son İletiler